7 Nisan 2012 Cumartesi

SOHO - NEW YORK

Dünyanın bütün büyük şehirlerinin kendi karakteristiği olan bir bölgesi ya da caddesi var deyip de, bu yazı dizisine SoHo'suz devam etmek olmazdı. İngiltere'nin değil de, New York'un SoHo'sunu anlatacağım.

SoHo deyince zihinde; yazar, ressam ve yönetmenlerin yaşadığı, birçok sanat galerisine ev sahipliği yapan, yangın merdivenli, ön cepheleri demirden yapılmış sıra sıra renkli binaların olduğu hafif salaş bir bölge canlanıyor. Aslında bu imajın daha çok 70lerden önceki döneme ait olduğunu söylemek mümkün. 70li yıllardan itibaren SoHo, aşama aşama, daha çok ünlü markaların bulunduğu, restoranların arttığı, sanat galerilerinin yavaş yavaş başka bir yere taşındığı bir bölgeye dönüşüyor.

Bu dönüşüm, SoHo-Effect olarak da adlandırılan ve Amerika'nın bir çok şehrini de etkisi altına alan bir yenileşme hareketi. Varlıklı, üst sınıfın bölgeye yatırım yapmasına bağlı olarak kiraların bir anda artması hem galerileri, hem orada yaşayan sanatçıları zor durumda bırakıyor. Bu yenileşme hareketine direnerek bölgede kalan bir nüfus olsa da, ciddi bir bölüm SoHo'dan ayrılıyor.

SoHo, South of Houston Street'in kısaltması. Houston Caddesi'nin güneyini ifade ediyor. Bir de Noho var. O da North of Houston Street'in kısaltması.

Mimari yapısı SoHo'yu SoHo yapan unsurlardan biri. Dökme demirkullanılarak yapılmış binaların dünyada en fazla yer aldığı bölge burası. New York'ta yaklaşık 250 tane bu şekilde bina bulunuyor ve bunların büyük çoğunluğu da SoHo'da yer alıyor. Binalarda tuğla veya taş yerine dökme demir kullanılması aslında farklı bir mimari uygulama. Başlangıçta, binaların ön yüzüne sırf dekoratif amaçlı kurulan demir yapılar daha sonra tuğla veya taşı ikame etmeye başlıyor. Bunun da başlıca nedeni, demir kullanımının daha az maliyetli olması ve binaları yangına karşı daha korunaklı kılması. Yani, esasen mimari kaygılardan doğmamış bir yapı kültürü bugünün SoHo'sunun karakteristiğini oluşturmuş diyebiliriz.

SoHo'daki çok fazla yüksek olmayan renkli binaları birbirinden dar sokaklar ayırıyor. Dar sokaklar üzerinde de, güzel restoranlar, ayakta kalabilmiş sanat galerileri, butikler yer alıyor. Buna karşılık NoHo, daha yüksek binaların olduğu ve binaları daha geniş sokak ve caddelerin ayırdığı bir bölge.

Little Italy, Chinatown, Tribeca ve Hudson Square tarafından çevrelenmiş SoHo ve NoHo'nun en eğlenceli New York semtlerinden biri olduğu kuşkusuz. Kendine özgü bir farklılık taşıyan her şey ve her yer gibi...

Hiç yorum yok: