7 Nisan 2012 Cumartesi

ATLANTIC CITY - ABD

Hikayesi olmayan şehirler var. Yüksek binalarla çevrilmiş, yapay bir kimlik kazandırılmış ve bir konsept üzerine oturtulmuş şehirler bana, sanki, çok uzun süre yaşayamazlarmış gibi geliyor.

Ama elbette yaşıyorlar. Hikayesi olmadığı için, şehrin ruhu da olmuyor sadece.

Konuyu Atlantic City'e bağlayacağım. Doğu yakasının Las Vegas'ı, küçük Vegas gibi isimlerle de anılan; hakettiğinden daha fazla üne sahip bir şehir. Otel ve kumarhane cenneti.

İnsanlar akın akın kumar oynamaya geliyor. Şehirde Amerikalılara rastlamak oldukça güç olduğu, özellikle hava karardıktan sonra caddeler boşaldığı ve güvensizleştiği için insan kendini Amerika'da değil de, daha ziyade gelişmekte olan bir ülkede gibi hissediyor.

Atlantic City'ye gitmiş ve bu şehri görmüş olmaktan dolayı çok memnunum. Bazı şehirler hafızanızda o kadar olumlu bir imaja sahip oluyor ki, herkes "gitmeye değmez" dese bile, kendi gözlerinizle canlı canlı tanıklık etmeden ikna olamıyorsunuz.

Bizzat tanıklık ettim...

Atlantik Okyanusu'nun kıyısında, Amerika'daki ilk boardwalk'a ev sahipliği yapan yer. Boardwalk, su kenarlarına tahtadan yapılan yürüme yoluna deniyor. Çıkış noktası tamamen Amerikan kültürü olan boardwalk ilk kez 1870 yılında Atlantic City'de otel lobilerini kumdan uzak tutabilmek amacıyla yapılmış. Başlangıçtaki amaç bu iken, daha sonra yürüyüş yoluna, yürüyüş kültürünün gelişmesine paralel olarak da üzerinde küçük arabalarda envayi çeşit yiyeceğin satıldığı, insanların günün her saatinde uzun uzun gezdiği alanlara dönüşmüş.

Atlantic City, Boardwalk Empire dizisinin de çekildiği yer. 2010 yapımı The Fighter filmi ile, 2011 yapımı Warrior'ın da bir bölümü burada geçiyor.

Akşam saatlerinde çok güvenli olmayan Atlantic City Boardwalk'u, sabahın ilk saatlerinde çok keyifliydi. Gündoğumu, okyanus ve martılardan oluşan kombinasyon eşsizdi diyebilirim.

Otellerde ortalama bir kalite var. Yani en popüler otelde de aslında ortalama bir hizmet alıyorsunuz. Aynı şekilde restoranlar ve yemek lezzetleri açısından da beklentiyi çok yüksek tutmamak gerek.

Envayi çeşit otelden, vergisiz mal sattığı için çok gözde olan outletlerinden başka şehre dair anlatacak pek bir şey yok.

Ha bir de, eğer kumar düşkünlüğünüz yoksa Atlantic City'e sadece bir gece yeter.

Hiç yorum yok: