1 Nisan 2012 Pazar

ANTALYA - TR

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir olması itibariyle Antalya'ya büyük bir bağlılığım var. Kültür, gezi ve yemek tavsiyelerimi kısa kısa yazayım:




Suna – İnan Kıraç Müzesi : Antalya Kaleiçi’nde « korunması gerekli kültür varlığı » olarak iki binada yer alıyor. İnan Kıraç, harap durumda bulunan binaları 1993-1995 yılları arasında restore ettiriyor ve eşi Suna Kıraç’a armağan ediyor. Binalardan ilki Türk Evi’nin iki katlı tipik bir örneği. İçinde bulunan odalarda geleneksel Türk Halk Kültürü ögeleri konu alınıyor. 


İkinci bina ise Aya Yorgi adına inşa edildiği bilinen bir Ortodoks Kilisesi.Restorasyonu yapılan binada Suna – İnan Kıraç koleksiyonuna ait eserler sergileniyor. Çanakkale Seramikleri, Kütahya Çinileri sergilenenler arasında. Müze Çarşamba günleri dışında her gün 09.00 – 18.00 arası açık. Hadrianus Kapısı’ndan girişte, Kocatepe Sokak içerisinde. (Giriş ücreti 5 TL)


Lara Beach: Plaj tercihi kum olanlar için! Lara’da eskiden devlete ait olan kampların yerine oluşturulmuş ve özel işletmeler tarafından kiralanmış plajlar topluluğu. İşletmeler, size özel çarşafları geniş yataklara sererek değişik bir konseptte, rahat bir güneşlenme ve dinlenme imkanı sunuyorlar. Konyaaltı’ndaki Beach Park’a kıyasla daha sessiz, sakin. Sıra, sıra numaralanmış plajlar var. Hızlı servisi ile beş numaralı Calypso plajı kişisel favori. 


Kesik Minare: Meşhur Kesik Minare’nin önünden geçip, fotoğrafını çekmek de Antalya’ya giden bir gezgin ritüelidir. Kesik Minare’nin bulunduğu Korkut Camii’nin özelliği, antik dönemlerden Osmanlı dönemine kadar uzun bir geçmişin izlerini taşıması. Aslı bir Roma mabedi. 1846’da büyük bir yangın geçiriyor ve bu nedenle ibadete kapatılıyor. Minarenin külahsız kalışıyla birlikte de Kesik Minare olarak anılmaya başlanıyor. Hadrianus Kapısı’ndan girişte Hesapçı Sokakta. 


Lavazza: Burası kahve ve dondurma molası vermek için… Mövenpick’in dondurması ve Lavazza marka kahve çeşitleri servis ediliyor. İç dekorasyonu ve ortamı Kaleiçi’ne yakışır nitelikte gayet otantik. Sokak üstündeki masa ve sandalyeler de gelip geçeni seyretmek için bir diğer seçenek.



Yat Limanında Tekne Turu : Antalya’da yat limanına uğramak bir gelenektir. Bu geleneğe 40-45 dakika süren bir tekne turunun eklenmesi mutlaka tavsiye edilir. Teknede çalınan müzik tercihlerine maruz kalmamak için yanınızda iPod veya MP3 çalarınızın bulundurulması ayrıca önerilir. Kulağınızda sevdiğiniz parçalar eşliğinde deniz havası almak için… 


Antikacılar Sokağı: Atatürk Anıtı’nın bulunduğu Cumhuriyet Caddesi üzerindeki dar sokaklardan biri. Aslında sokakta tamamen antikacılar yer almıyor; ancak yanyana dizilmiş çok sayıda antikacı burada. (Antika ve eski eşyalar dükkanları demek daha doğru.) Kişisel favori, sokağın sonunda yer alan ve Antikacılar Derneği’nin de irtibat bürosu olduğu yazan yer. Eski dönemde kullanılan el lambaları, duvar ve cep saatleri bakımından gayet zengin. Değerli taşlara ve bu taşlardan yapılan takı ve objelere ilgisi olanlar için de alternatifler geniş. İlgisi olanlara tavsiye edilir! (Cumhuriyet Cad., Elmalı Mah, 22. Sok.)


Kabak Tatlısı – Parlak: Bir başka Antalya klasiği ise tahinli, cevizli kabak tatlısı. Yemeden dönmek olmaz… İyi bir kabak tatlısının ilk sırrı kabağın cins ve kalitesinde yatıyor. Bu bakımdan Antalya’da yetişen kabaklar ünlü. İkinci lezzet sırrı da, bu tatlının ılık şekilde ve üzerinde tahinle servis edilmesi. Antalya usulü tahinli piyaz üstüne Antalya usulü tahinli kabak tatlısı dayanılmaz bir lezzet. Mutlaka deneyiniz. Şehir merkezinde, Kazım Özalp Caddesi girişinde yer alan “Parlak” bu işin ustalarından. 


Antray: Antalya Raylı Tramvay Sistemi de faaliyete geçmiş durumda.Meydan’dan şehir merkezine; oradan Kepez’e kadar uzanıyor. Temiz, modern ve dakik. Taksi, dolmuş, araba ihtiyacını ciddi şekilde karşılıyor. Tek kusuru “bilet basma” konusunun henüz çözümlenememiş görünmesi. 


Şiş köfte, piyaz - Topçu: Antalya'ya gelip şiş köfte, piyaz yemeden dönmek olmaz! Hatta öyle ki, bu bol kimyonlu şiş köftenin farklı lezzeti Antalya'ya gidişin en önemli motivasyonlarından birini oluşturuyor. 

Şehir merkezinde, Kalekapısı'nın tam karşısındaki Kazım Özalp Caddesi'nde yer alan Topçu bu alanda lider. 

Antalya'nın şiş köftesinin özgünlüğünde, kullanılan etin türü kadar, hazırlanma tekniği de büyük rol oynuyor. Ünlü işletmeler bu sırları söylemekten özellikle kaçınıyorlar. Bir rivayete göre, bu lezzetin sırrı keçi etinin kullanılması ve buna da kuyruk yağı eklenmesinde yatıyor. Bir başka rivayete göre ise, bıçak kıyma kullanılması köfteye bu lezzeti veriyor. 


Antalya piyazını özgün kılan unsur ise piyazın sosunda tahinin yer alması. Tahinin limon ve sirkeyle inceltilmesiyle hazırlanan gayet akıcı kıvamdaki bu sos küçük fasulyelerin üzerinde, haşlanmış yumurta, domates ve soğanla enfes bir lezzet oluşturuyor. 


Son Notlar: Antalya’ya bir kere de olsa “her şey dahil” konseptini unutup, “Antalya”yı yaşamak için gidin. Kaleiçi’ndeki cumbalı, avlulu Osmanlı butik otellerinden birinde kalın. Gündüz halk pazarındaki balıkçı çarşısında balık yiyin. Akşamüstü Kaleiçi’nde Gizli Bahçe’de bira-patates keyfi yapın. Mutlaka Olimpos’u, Çıralı’yı görün. Dönüşte Yenigün Reçelleri’ne uğrayıp, badem ezmesinden ve Antalya’ya özgü olan karpuz kabuğu ve bergamot kabuğu reçellerinden alın.

Hiç yorum yok: